20 Aralık 2010 Pazartesi

gerginlik ve reaktiflik.

erkek bedeni o kadar saldırıyla kodlanmış ki zihnimde, tanımadığım erkeklerle dolu olan bir ortamda tanımadığım kadınlarla dolu olan bir ortamdan çok daha fazla geriliyorum. bir noktada artık, bir erkekle aynı sokakta yürümek, aynı ortamda dans etmek vb. gerebiliyor beni ve birçok defa kendime bundan vazgeçmeyi söylesem de ne mümkün bu. evet, sahiplenmiyorum erkek bedeninin bir saldırı, şiddet imgesi olduğu düşüncesini fakat hayat içerisinde o denli süreklilik içerisinde böyle işliyor ki bu, birçok zaman hiç bir şey değilse gerginlik yaratıyor erkek popülasyon.

daha kötüsüyse, bunun farkına dahi o denli kolay varılamıyor.
ne zaman ki en yakın çevremdeki kadınlar arttı ve bir şekilde ortak yaşamlar oluştu ancak o zaman erkek bedeninin bedenimde yarattığı etkiyi gördüm.

kadınlar arası bir dil kurmak diye teorik olarak sahiplendiğim şey bu olsa gerek. ve bu kendi hallerimden birinin farkına vardırdı beni. sırada bunu değiştirmek var demek isterdim fakat o denli kolay değil, hayat, bu denli saldıran erkek bedenlerle örülüyken. bunu söyleyerek bu hali meşrulaştırmıyorum ve kabul ediyorum ki bu reaktife varabilen bir hal. reaktiflik boyutunu değiştirmek üzerine uğraşmalıyım da elbet. zira reaktif tepkiler bana bir güç katmak yerine ancak daha fazla sinir harbi yaşamama neden olabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder